Tweet |
Özel bir şirkette çalışan personeller şirketin arabasıyla kaza yapınca maddi hasardan kaçmak istedi. Kaza sırasında yaralanan sürücü 'iş kazası' nedenine başvurmak istedi ama Sosyal Güvenlik Kurumu olumsuz yanıt verdi.
Mahkemenin yolunu tutan şirket personeli, 'iş kazası' nedeniyle dava açtı. Davalı şirketin avukatı ise davacının iddialarını kabul etmediğini aracın iş sırasında olmadığını öne sürdü. Davalı SGK avukatı ise açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürdü.
Kuruma sunulan evraklarında eksik olduğunu söyleyen avukat davanın reddini istedi. Mahkeme emsal nitelikte bir karar imza attı.
MAHKEME ŞİRKET İŞÇİSİNE HAK VERDİ
Davacıya ait SGK hizmet dökümüne göre davacının kazanın meydana geldiği tarihte şirket işçisi olduğu, kaza tarihinde ise mağaza sorumlusu olarak çalıştığı tespit edildi. Kararda;
"Taraf beyanları, SGK kayıtları tanık beyanları ve tüm dosya göre davacı ile birlikte aynı araçta bulunan kimselerin kazanın meydana geldigi tarihte tüm mağaza sorumlularını kapsayan toplantının olduğu davacının da içinde olduğu çalışanların bu toplantıya kazaya karışan araç ile gelinmesinin davalı tarafça istendiği anlaşılmaktadır.
Aracın yol masraflarının ödeneceğinin davalı tarafça davacı da dahil araçta bulunan kişilere bildirildiği, toplantının sona ermesi üzerine şubelerine dönmek üzere mesai saatleri içerisinde yola çıktıkları ve kazanın meydana geldiği ortadadır.
Davalı şirketin talimatlarının yerine getirilmesi neticesinde meydana gelen kaza ile zarar arasında sebeple ilgili bağının olduğu, 5510 sayılı Kanunun 11’inci maddesine göre araçların da işyeri sayıldığı, davacının kullandığı araç her ne kadar özel araç olsa da davalı şirkette çalışanlarının toplantıya gelebilmesi için aracın tahsis edilmediği, kaldı ki davacının yaptığı masrafların karşılanacağının belirtildiği, bu haliyle davacının aracının davalı işverence sağlandığı anlaşılmakla dava konusu olayın 5510 sayılı Kanun’un 13/e bendi gereğince iş kazası niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildi" ifadeleri yer aldı.
'OY BİRLİĞİ İLE KABUL EDİLDİ'
Davalılar kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazları reddetti. Bunun üzerine davalı avukatları kararı temyiz edince devreye Yargıtay 10. Hukuk Dairesi girdi. Kararda su ifadelere yer verildi:
"Davanın kabulüne dair verilen hükmün yerinde olduğu anlaşılmakla davalılar vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bpzulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. Temyiz olunan kararın onanmasına oy birliği ile karar verilmiştir"